Bir Kadının Ölümü
* Sayın Hıncal Uluç insanı. Senin ondan bundan alacağın bir hınç mı var? Neden bu kadar agresifsin? Neden genç yaşda ölmüş ve geride acılı bir eş ve çocuk bırakmış bir kadını bu kadar diline dolayıp yerden yere vuruyorsun. Sen hiç anne olmuş birini gördün mü? Sen doğum yapmak ne demek, anne olmak ne demek bilir misin? İnsanlar ne depresyonlar geçiriyor, bazı insanlar aldatmak, bazı insanlar aldanmak, bazı insanlar ölmek, bazı insanlar bebeklerini öldürmek istiyor, bunu biliyor musun? Bunların hepsini anne olmuş kadınlar yaşıyor, yaşamayan da var. Ama anne olmak zor iş, hiç birşey olmasa da anne olmak çok kutsal bir iş. Geride 1.5 yaşında bir çocuk bırakarak ölen bir kadını yargılamak, sana mı düşer. Ya da diğer yargılayanlara mı düşer.
Yaratmaktan Korkmak
Fakat sonra insanlar neden böyle şeyler yapar ve söyler onu da anladım. Birşeyler yaratmak çok zor. Kendinden emin olmak ve kaynak gerektiriyor ki bu ikisi kolay ve doğal olarak tepeden inmeyen iki şey. Aynı zamanda kimliklerimizi bulmak için, filmler ve kıyafetler deneyip, kim olduğumuzu bulmak için de bir zaman var.
Belki de enerjimizi eleştirmeye harcamamalıyız, daha iyiyi yaratmakla sevmediğimiz meydan okumayı kabul etmeliyiz. Ve bunu yaptıktan sonra, farkediceğiz ki daha önce eleştirdiğimiz gibi birşeyi yaratmak ne kadar zor.
Şimdi veya sonra, yaratmak zorundayız. Biriktirdiğimiz sevdiklerimiz ve sevmediklerimizle gidip birşey yapmalı, bunları hikayelere, şarkılara, ailelere ve bahçelere ve şirketlere çevirmeliyiz.
Bu tip şeyler küçük başlar, nasıl bir çocuk bir kartopunu yuvarlar da birinin ilgisini çekip ona yardım etmek isteyinceye kadar büyütür, sonra top büyür de büyür ve sonra başkaları da motive olur ve sopa, kömür, havuç ve atkı getirir.
Fakat kardanadamlar çok da salaktır. Hemen erirler. Öyleyse neden deneyelim ki. Karar sizin. Kardanadamınız erise bile deneyecek misiniz?
Dünya Çocuk Günü
“Sırf onlardan daha yaşlı ve daha güçlü olduğun için ne olduğunu, nereye ulaştığını, iç dünyadaki konumunun ne olduğunu hiç düşünmeden onu tıpkı kendine benzetiyorsun. Sen bir zavallısın, ve çocuğunun da aynı olmasını mı istiyorsun?
Ancak hiç kimse düşünmez; aksi takdirde insanlar küçük çocuklardan öğrenirlerdi. Çocuklar öte dünyadan o kadar çok, pek çok şey getirir ki çünkü onlar çok yeni gelmişlerdir. Onlar hala rahmin sessizliğini, varoluşun kendi sessizliğini taşırlar.”
OSHO – Çocuk kitabı’ndan
Bende 2 tane var, sende 1 tane. 1’ini zor büyüten var, 7’sini sokakta büyüten var. Her sene doğuran var, 40’ında ilkini doğuran var. Doğurduktan sonra öldüren de var, hasta olmasın diye dışarı çıkarmayan da var. Çocuklar gerçekten geleceğimiz. Gelecek nesillerimiz ve onlara karşı sorumluluğumuz çok büyük. Geleceklerinden biz sorumluyuz. Nasıl bir dünyada yaşayacaklarından biz sorumluyuz.
Bugün “Dünya Çocuk Günü”‘ymüş. Neden Anneler günü, Babalar Günü gibi yaşanmıyor. Kutlanması, hatırlanması gereken bir gün varsa bu o gün işte. Çocuklar toplumda çok rahatsız yaşıyor. Kendi boyutundan büyük lavabolara asılmak zorunda kalıyor, sokaklarda, marketlerde herşey büyükler için. İçine düşecekleri kadar büyük tuvaletlere oturmakta zorlanıyorlar. Başka aletler kullanmak zorunda kalıyorlar. Her restoranda, alşveriş merkezinde çocukların boyuna uygun tuvalet ve lvabo olmalı. Bunlar daha ne ki; çocuklar Şiddet, cinsel taciz, ekonomik istismar, kaçırılma, zorla çalıştırılma, eğitim kalitesinin düşüklüğü ile büyüklerin hayatında çok zor hayatlar geçiriyor.
İşte bazı gerçekler. Ülkemizde son 10 yılda özellikle okul öncesi çağdaki çocuklara uygulanan şiddet %20 artmış. İnanılmaz bir rakam.
Çocuk ihmali ve istismarı vakalarında artış olmuş bunlardan en çok görüleni ise cinsel taciz. Evet kadınlara değil, çocuklara.
Son 5 yılda 1659 çocuk kaçırılmış. Siz de paranoyak oluyor musunuz?
4000 çocuk sokakta yaşıyor. Evleri yok, içecek temiz suları yok. Anne, babaları yok. Sizin de damlalar oluştu mu gözünüzde.
8000 çocuk sokakta çalışıyor. Siz de çocuğunuz ders çalışsın hiç bir iş yapmasın diye odasına meyve taşıyor musunuz? Benim annem yapardı.
Dünya’da 2 milyon çocuk HİV virüsü taşıyor. Neden? Doğuştan..
15 milyon çocuk HIV yüzünden annesiz, babasız yaşıyor..
Savaş’da büyüyen çocuklar……
Biz kardeşi geldi diye psikolojisini düşünmekten kendi psikolojimizi bozmak üzereyiz. Dünyadaki çocukların yaşadığı dramı görüyor musunuz? Ne yapabiliyoruz. Çoğu konuda hiçbirşey. Sadece kendi çocuklarımızı mümkün olan en sorumlu, en iyi şekilde yetiştirip kazandırabiliriz. Çocuk haklarının artması için elimizden gelen baskıyı yapabiliriz. Ama bunlar dışında savaşda büyüyen, yokluk içinde, temiz su bile bulamayan çocuklar için pek birşey yapamıyoruz. Kimsesiz çocuklar için, yardıma ihtiyacı olan çocuklar için ve UNICEF’e yardımda bulunalım sadece. Arada bir. Çocuğumuza bir pantolon fazla alacağımıza veya çocuğumuzun 2 ayda küçülen kıyafetlerini götürerek. Ne biliim herkesin elinden birşeyler gelir. Yeter ki sokaklarda büyüyen sümüklü çocukların görüntülerini daha çok aklınıza getirin.
Not: Kullandığım resimler en masum olanlardı. Irak ve çocuk kelimelerini birarada tarattım. Ben yaptım siz yapmayın. İnsanın kaldırma gücünün ötesinde. Çocuklarımıza iyi bakalım. Sabrımız azalınca bunları hatırlayalım. Hiç bu kadar karamsar bir yazı yazmamıştım. Aslında yazı kendini yazdı. Yapacak birşey yok.
-
Yeni
-
Bağlantılar
-
Arşivler
- Mayıs 2011 (1)
- Mart 2011 (10)
- Şubat 2011 (17)
- Ocak 2011 (14)
- Aralık 2010 (11)
- Kasım 2010 (12)
- Ekim 2010 (14)
- Eylül 2010 (17)
- Ağustos 2010 (15)
- Temmuz 2010 (15)
- Haziran 2010 (17)
- Mayıs 2010 (16)
-
Kategoriler
- 1 yaş
- 1.ay
- 11.ay
- 14.ay
- 15.ay
- 16.ay
- 17.ay
- 18.ay
- 19.ay
- 2 yaş
- 2. ay
- 2.5 yaş
- 20.ay
- 21.ay
- 27.ay
- 3.ay
- 4.ay
- 5.ay
- 6.ay
- 7.ay
- aile
- Aktivite
- Alternatif Anne
- Annelik
- Çevre
- baba
- bebek
- Bebekle Ben Giderim
- Bebekle Gidilecek Mekan
- bebeklere fısıldayan kadın
- Ben
- BPA
- ciddi konu
- coca
- Diyaloglar
- doğa
- Ece
- Eko Anne
- Ela
- Ela'nın arkadaşları
- emzirme
- Ev
- eğlence
- fit anne
- fırça
- gebelik
- gebeş esra
- gebeş günlükleri
- gelişim
- Gezi
- ikoncan
- kardeşlik
- Kitap
- MileStones
- mizah
- montessori
- Muhalefet
- organik
- oyun grubu
- oyuncak
- Prag
- sağlık
- Seyahat
- spor
- ssvd
- tarihe notlar
- Tatil
- Uncategorized
- Uyku
- zırva
-
RSS
Entries RSS
Comments RSS